- Bİ-HAKKINÌ
- Tamamıyla, hakkıyla
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
hakkını helal etmek — hakkını, emeğini bağışlamak Bu bahtiyar hanımcağızı sordular, iyi biliriz dedik, hakkımızı helal ettik. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakkını vermek — 1) gereğini bütün olarak yerine getirmek Bu yemeğin hakkını vermişsin. 2) birinin çalışmasının karşılığını gereğince değerlendirmek O öğretmen, öğrencilerin her zaman hakkını verir … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakkını yemek — (birinin) birinin hakkı olan şeyi vermemek Hem benden haber bekleyen okuyucularımın hakkını yiyor, öteki genç okuyucularımın kalbini kırıyorum. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakkını aramak — hakkı olduğuna inandığı şeyi elde etmeye çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağlamayan çocuğa meme vermezler — hakkını aramasını bilmeyen kimsenin işi görülmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHTİKAK — Hakkını istemek. Niza etmek. Birbirine husumet etmek. Hapseylemek. * Fık: İki taraftan her birinin haklı olduğunu iddia etmesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNTİSAF — Hakkını tam olarak alma, haklaşma. * Zaman, yarı olma. Vakit, yarıyı bulma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağzı kansız — hakkını koruyamayan … Beypazari ağzindan sözcükler
azıgansız — hakkını koruyamaz … Beypazari ağzindan sözcükler
hak — 1. is., kki, esk., Ar. ḥakk 1) Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma Mühür hakki. 2) Kâğıttaki yazıyı kazıma Resmî kâğıtlarda hak ve silinti yasaktır. Birleşik Sözler hakketmek 2. is., kkı, Ar. ḥaḳḳ 1) Adalet Haktan ayrılmamalı. 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük